Türk Hukuku’nda tarafların avukat ile temsil edilmesi gibi bir zorunluluk düzenlenmemiştir. Aksine taraf ehliyeti olan herkesin mahkemelerde kendisini temsil etme hakkı vardır. Ancak her alanda olduğu gibi hukuki işler de uzmanlık gerektirir. Kanun, tüzük ve yönetmelikler ile ve ayrıca Yargıtay içtihatları ve mahkeme uygulamaları karşısında hak kaybına uğramamanız için bu alanda özel eğitim görmüş bir avukattan hukuki yardım almanız gereklidir. Bu sebeple hukuki konularda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan hareket etmek telafisi imkânsız zararlara yol açabilir. Bundan ziyade hukuki işlemlerinizi yapmadan önce bir avukata danışmanız ileride karşılaşabileceğiniz hukuki sorunları önleyecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde uğrayacağınız zaman, emek ve maddi kayıplarınızın önüne geçecektir. Diğer taraftan bir suçlamayla karşı karşıya kalan bir kişi, avukat tutma, avukatı varsa onu çağırma, avukat olmadan konuşmama, avukat tutacak maddi gücü yoksa kendisine avukat tayin edilmesini isteme hakkına sahiptir. Her soruşturmadan önce sanık veya şüpheliye bu hakkı hatırlatılmak zorundadır. Sanık veya şüpheli tarafından avukat talep edilmesi halinde barodan bir avukat görevlendirilir. Yine yasanın öngördüğü bazı zaruri hallerde de talep üzerine yine barolarca avukat tayini yapılmaktadır.
Avukata ödenecek ücretin kapsamı avukat ve vekil eden arasında yapılacak sözleşme ile belirlenebilir. Ancak bu konuda sözleşme yapılmamış ise verilen ücretin hangi işleri kapsadığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenmiştir. Buna göre verilen ücret, sözleşmenin konusunu oluşturan işle ilgili kesin hüküm elde edilinceye kadar devam eden tüm iş ve işlemleri kapsamaktadır.
Sorularınız için mail adresini kullanabilirsiniz. Kısa ve basit sorularınıza yanıtlar en kısa sürede verilecektir. Ancak ayrıntılı bilgi istenilmesi halinde danışma, ücrete tabi bir danışma şekline dönüşeceğinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi ile Avukatlık Yasası ve Meslek Kuralları çerçevesinde size gerekli cevaplar verilecektir.
Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz;
a) Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz?
b) Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir.
c) Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi?
Bir avukatınız varsa sizi bu konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz;
a) Davanızın size maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.)
b) Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.)
c) Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na göre arabuluculuğa sözleşme ilişkisinden kaynaklanan , tarafların sulh olabileceği ve bir mahkeme kararının gerekmediği hallerde başvurulabilir.
Örneğin tarafların boşanabilmesi ve çocuğun velayeti için mutlaka bir mahkeme kararı gerektiğinden taraflar bu gibi konuları arabulucuya götüremezler. Yine uyuşmazlık aile içi şiddetten kaynaklanıyor ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda uzlaşma kapsamında sayılan suçlardan değilse o olay arabuluculuğa uygun olmayacaktır. Fakat bütün kredi sözleşmeleri, alım satım sözleşmeleri, tüketici uyuşmazlıkları, eser sözleşmeleri, kira uyuşmazlıkları, işçi alacakları, deniz ticareti ve sigorta uyuşmazlıkları, marka-patent uyuşmazlıkları, boşanmadan sonraki mal paylaşım uyuşmazlıkları, taksirle yaralama, silahsız kasten yaralama, hakaret, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali ticari sırrın açıklanması gibi şikâyete bağlı suçların işlenmesi nedeniyle istenecek tazminatlarda arabulucuya gidilebilir.
İşçi-işveren uyuşmazlıklarından kaynaklanan davalar ile ticari uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.
Ceza Hukuku kapsamındaki belirli uyuşmazlıkların; bir uzlaştırmacının rehberliğinde yargı dışı yolla ancak; adli makamlar denetiminde çözümlenmesini sağlayan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; mağdurun ya da suçtan zarar görenin, şüpheli ya da sanık ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir.
Uzlaştırma suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin, barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur. Uzlaştırma müzakereleri ve uzlaşma anlaşması, şartları varsa hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında yapılabilir.
Bir dava açılırken başlangıçta dava harcı adı altında bir ödeme yatırılmalıdır. Bu harç miktarı davaların türüne göre alınacak harç değişiklik göstermektedir. Harç miktarları yasayla belirlenmiş olup her yıl yenilenmekte ve değişmektedir. Bu harç dışında tebligat giderleri ile keşif, bilirkişi, tanık ücretlerini de içine alan bir gider avansı daha ödenmektedir. Bu gider avansı da her yıl adalet bakanlığınca tespit edilmektedir. Yapılan son yasal değişikliklerden sonra gider avansı da bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Yani gider avansı yatırmadan bir davanın görülmesi mümkün değildir. Gerek harç ve gerekse gider avansı öncelikle davacı taraftan alınmaktadır. Davanın akibeti önceden yapılan bu masrafların akibetini de ortaya koymaktadır. Yani dava sonunda mahkeme, masrafların kime ait olması gerektiğini de hükme bağlamaktadır.
0554 574 91 05
avselenarslan@gmail.com
Kentkoop Mahallesi 1865. Cadde Siyasal 93 Sitesi Gardenya Apartmanı No:11/10
Batıkent-Yenimahalle/ANKARA